📝 Bölüm 2: Not Tutmak ve Anlamak Üzerine Fikirler

Burak Albayrak
7 min readDec 22, 2021

--

Nasıl?

Önceki bölüm: 🧠 Bölüm 1: Bilmek ve Anlamak Üzerine Meditasyonlar

Sokrates (M.Ö. 470–399), yaşadığı dönemde, bir akım oluşturmuş, bu akımda kendisini takip eden gençlere, yazmanın hafızayı gerilettiğini savunarak yazmamayı önermiştir ama Platon, Sokrates’in Savunması’nı yazmasaydı, Sokratik diyalogtan ne kadar haberdar olabilirdik?

Söz uçar, yazı kalır (Verba volant, scripta manent)

Latin Atasözü

Sokrates’in tersine, notlarıyla ünlü olan bir çok tarihi kişilik var.

Leonardo da Vinci’den (1452-1519) el yazmaları adijital olarak taranmış Charles Darwin’e (1809–1882), Marie Curie’den (1867–1934), Thomas Edison’a (1847–1931), Nikola Tesla’nın (1856–1943) spekülatif not defterine, Albert Einstein’in (1879–1955) mutluluk üzerine notları ve görelilik kuramı formüllerini yazdığı defterine kadar bir çok örnek sayabiliriz. Not tutmanın temel amacı kişisel bilgi yönetimidir (Personal knowledge management — PKM).

Bilgi yönetimi, not tutmakla, bilimsel araştırmalarla sınırlı değildir, günümüze şirketlerin başlıca problemlerinden biri bilgi yönetimidir. Bir orkestra gibi, herkesin diğerlerinin ne yapacağını önceden bildiği kaç tane şirket sayabilirsiniz? Önemli olduğunu düşündüğünüz şeyleri e-posta kutularında mı biriktiriyorsunuz? Sizden istenen rapor için verileri ne kadar kolay derleyebiliyorsunuz? Parçası olmadığınız bir şirket rutinini, ilk denemenizde ne kadar kolay becerebiliyorsunuz? Bir şirket sadece fiziki varlığıyla ya da markasıyla değerlendirilemez. İnsan sermayesi, şirket markasından daha fazlası ile temsil edilir. İnsan sermayesi, çalışanların bilgi yönetimi ve genellikle ürünün kalitesi ile ölçülür.

Luhmann’ın Zettelkasten’i, Bielefeld Üniversitesi — https://www.kunsthalle-bielefeld.de/index.php/ausstellungen/ruckblick/serendipity-vom-gluck-des-findens-niklas-luhmann-ulrich-ruckriem-jorg-sasse/

Bilgi yönetimi ve notlarıyla ünlü bir başka tarihi kişilik ise Alman sosyolog Niklas Luhmann (1927 — 1998). Üretkenlik için tek parametre olarak yayın sayısına bakamayız ama Luhmann, hayatı boyunca 70 kitap ve 400'e yakın makale yazıyor. Geliştirdiği yöntemin adı 🇩🇪 Almanca Zettelkasten, 🇬🇧 İngilizce slip-box, 🇹🇷 Türkçe not kutusu diyebiliriz. Zettelkasten yazılı düşünmeye yönelik bir metodolojidir. Günümüzde Bielefeld Üniversitesi’nde sergilenmekte olan Luhmann’ın Zettelkasten’inde yaklaşık 90.000 kart bulunuyor. Luhmann’ın arşivine online olarak buradan erişebilirsiniz.

Zettelkasten, notların bağlantılı olarak birbirini takip ettiği, aynı zamanda #etiket kullanımıyla hiyerarşiden bağımsız olarak ilişkilendirilebildiği bir not sistemidir.

Görsel — https://writingcooperative.com/zettelkasten-how-one-german-scholar-was-so-freakishly-productive-997e4e0ca125

Zettelkasten günümüzde dijital not tutmada popülerliğini hala koruyan bir yöntem. İlham verici olması nedeniyle paylaşmak istedim. Daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki linkleri takip edebilirsiniz.

📚 Zettelkasten yöntemi ve uygulaması üzerine linkler

  1. Getting Started
  2. Implementing Zettelkasten in Roam: A practical guide — RoamBrain.com
  3. Zettelkasten — How One German Scholar Was So Freakishly Productive
  4. zettelkasten — ekşi sözlük
Yalın Alpay’ın paylaşımı — https://www.instagram.com/p/B-pEbstAVGO/

Yazar Yalın Alpay, kendi yorumuna göre; ilk notları genellikle kitapların üzerine ve ciltli siyah defterlere tutuyor. 2014 yılında yapılan bir röportajında ise not yöntemini paylaşıyor:

Çok fazla şeyle uğraştığım için kısa dönem hafızam zayıfladı. Bu yüzden 30–40 tane küçük defterim var. Çalıştığım, düşündüğüm konuları onlara not alıyorum. 2–3 günde bir defterleri kontrol ederek devam ediyorum. Çok disiplinliyim, ama kendi içimde disiplini serbest bırakıyorum. %90 severek çalışıyorum. Bazı günler doktora için çalışıyorum bazı günler yazdığım makaleyle ilgili çalışıyorum.

https://www.haberturk.com/yasam/haber/1006228-harika-cocuk-buyudu

Burada dikkat edilmesi gereken hangi yöntemi kullandığınız değil, sizi en dinamik tutan yöntemi belirlemenizdir.

Readwise ekran görüntüsü — Paylaşmasak Olmazdı, Prof. Dr. Emre Alkin & Yalın Alpay

Yalın Alpay’ın kitabından kamera aracılığıyla istediğiniz alıntıyı yapabilirsiniz. Hangi sayfada olduğunu kaydedebilir, dilediğiniz cihazınızdan notlarınıza erişebilir ve arama yapabilirsiniz. Bu notlarınızı başka platformlarla aktarabilir, analog dünyanızı da dijital kimliğimizle birlikte yürütebilirsiniz.

Dijital kitaplar ise bu avantajı kendiliğinden sunuyor. Dijital kitapların temel avantajı, aradığını bulmayı kolay hale getirmesidir. Ayrıca çevreci açıdan bakarsak; kağıt bağımlılığını kaldırır, lojistik maliyetini azaltır, karbon ayak izini azaltır.

İster basılı olsun, ister dijital olsun, okuduklarımızın dijitalleşmesi okuduklarımızın erişebilirliğini artırdığı kadar üzerini rengarenk çizmek, değişiklikleri geri almak, alan sıkıntısı olmadan dilediğimiz kadar not almak, kolayca referans vermek, arşivlemek gibi kolaylıklar sağlar.

Kitap alıntılarımıza kütüphanemizden uzaktayken erişebilmemiz, aklımıza geldiği anda yeni notlar eklememiz ya da hatırlamamız kadar önemli olan bir şey daha var, paylaşmak. Edindiğimiz, işlediğimiz, bildiğimiz bir şeyi paylaşmıyorsak Sokratik diyaloğun aksine yok olup gidebilir. Aşağıdaki görselde, yukarıda yapılan alıntının dijitalleştirilip, iki adımda paylaşılabilir halini görüyorsunuz.

Readwise çıktısı — Paylaşmasak Olmazdı, Prof. Dr. Emre Alkin & Yalın Alpay

Günümüzde not tutmak ve kişisel bilgi yönetimi, internetin gelişimi ile büyük bir dönüşüme uğradı. WEB 2.0 kavramı ile birlikte hayatımıza giren uygulamalar, aynı zamanda not tutma kültürünü de değiştirdi. Not ve bilgi yönetimi için OmniFocus, Zenkit Todo, Monday, JIRA, Readwise, Instapaper, Pocket, Evernote, Notion, Roam Reasearch, Spotify, Discord, Slack, YouTube, Wikipedia, Medium, Ekşi Sözlük, Vedat Milör Rehberi, Türk Dil Kurumu Sözlüğü ilk bakışta sayılabilecek bir kaç uygulama. Telefonlarda dahili olarak bulunan not, takvim ve hatırlatıcılar da bu uygulamaları tamamlayan unsurlardır.

M. Serdar Kuzuloğlu: “Evernote’ta notları birbirine bağlamak / link vermek mümkün. Ve ister inanın ister inanmayın bunda biraz benim de payım var

Bütün bunlar bir araya geldiğinde Bölüm 1'de anlatılan Transactive memory (geçişken bellek) yani belleğimiz ve internet arasındaki köprüler WEB 2.0 ile güçlendi diyebiliriz. M. Serdar Kuzuloğlu Not tutma kültürü ve Evernote yazısı, analogtan dijitale geçiş sürecini güzel özetliyor. Yazısında anlattığına göre Kuzuloğlu, önce kitap üstüne ve kağıtlara, sonra Evernote uygulamasını kullanarak not tutuyor. Zihnimin Kıvrımları podcast serisinde gördüğümüz kadarıyla kağıt ve kalem ile konuşmasını yönlendiriyor.

Başka bir Evernote kullanıcısı ise Tiago Forte. Second Brain (İkinci Beyin) adıyla formüle ettiği metodolojisinde günlük hayattaki aplikasyonları iyi kullanırsak, bu uygulamalar ikinci beynimiz gibi çalışabilir diyor. İki konsept geliştiriyor. CODE ve PARA.

Görsel: — Tiago Fortehttps://www.youtube.com/watch?v=SjZSy8s2VEE

Forte, hangi araçları kullandığımızın önemli olmadığını (Kağıt — Kalem, Evernot, Notion, Roam Research), geliştirilmesi gerekenin davranış ve alışkanlıklar olduğunu belirtiyor. Kreatif süreci, dört evrensel adıma ayırıyor. CODE (kod) olarak aşağıdaki sırayla tanımlıyor.

C.O.D.E.

C (Collect — toplama)

Yapılacaklar listeniz, internette okuduklarınız, kitap alıntıları, alışveriş listesi ya da ders notu. Bütün bunları bir araya getirebilmemiz ilk aşamayı oluşturuyor.

O (Organize — organize et)

Notlarımız, günlük hayatımızdan türediği için kolayca dağılmaya elverişlidir. Forte, içeriği dört farklı kategoride düzenlemek için PARA adlı bir sistem geliştiriyor:

  • P (Projects — projeler): Hedefe yönelik, bağlantılı, bitiş tarihi olan görevler. Örnek: Bir ürünün yeni versiyonunu çıkarmak, bir konferansa katılmak ya da bu yazının yayına hazırlanması.
  • A (Areas — sorumluluk alanları): Zamandan bağımsız olarak sürdürebileceğimiz her şeyi burada biriktirebiliriz. Sorumluluk alanları aslında projeleri kapsayan kümelerdir. İlk kez Bitcoin almak bir projedir, finans sorumluluk alanına girer ve hemen yapmayacaksanız sorumluluk alanlarında bekleyebilir. Evimizi yenilemek bir projedir, ev sorumluluk alanına girer ve tüm fikirlerimizden emin olana kadar sorumluluk alanında kalabilir. Yaz tatilini planlamak bir projedir, tatil sorumluluk alanına girer hemen aksiyon almak zorunda değiliz.
  • R (Resources — kaynaklar): İlgi çeken konular, içerikler, daha sonra tekrar kullanılacak kaynaklar. Forte’nin örnekleri; alışkanlık takibi, proje yönetimi, transhümanizm, kahve, müzik, bahçıvanlık, çevrimiçi pazarlama, SEO, iç dizayn, mimari, not alma.
  • A (Archives — arşiv): Artık güncelliğini yitirmiş proje, sorumluluk alanı ve kaynağın arşivlendiği alan. Yine Forte’nin örnekleriyle bitmiş projeler, artık ilginizi çekmeyen şeyler.

D (Distill — damıtmak)

P.A.R.A. yöntemine göre organize edilen içeriklerimizin progressive summarization (aşamalı özetleme) adı verilen yöntemle ilk bakışta anlaşılabilecek, dikkatimizi dağıtmayacak şekilde hazırlanmış özetler şeklinde hazırlandığı aşama. Bölüm 1'de bahsedilen bilgi ve deneyim ayrımı, bilmek ve anlayışa sahip olma ayrımı burada çözümleniyor. Bilgiyi yakalamak kolay ama anlamlandırmadığımız sürece yourucu bir rutin olmaktan öteye geçmeyecektir.

E (Express — açıkla)

Forte’ye göre dünyadan öğrendiklerimizi toplayıp, organize ettikten sonra dünyayla paylaşılabilir hale getirmek gerekir. Yoksa bilginin paylaşılmadan biriktirilmesi amaçsızdır.

📚 Second Brain üzerine ileri okumalar

  1. Using Notion as Your Second Brain — Forte Labs
  2. The PARA Method: A Universal System for Organizing Digital Information — Forte Labs
  3. Progressive Summarization: A Practical Technique for Designing Discoverable Notes — Forte Labs

📝 Buraya kadar olan örnekleri toparlarsak veri işlemek, bilgi yönetimi ya da en arı anlatımıyla not üzerine yaptığım çıkarımlar:

  1. Bilgiyi edinebilmekten daha çok onunla ne yaptığımız önemlidir.
  2. Kreatifliğin ve üretkenliğin anahtarı not tutma aracımız değil, not kültürümüz, bilgi yönetimimiz, pratiğimiz ve alışkanlıklarımızdır.
  3. Projelerimiz, işlerimiz, ilgi alanlarımız, gündelik rutinlerimiz, alışveriş listelerimiz, takvimimiz hepsi kendi özelinde notlanmalıdır.
  4. Notlarımızı doğru düzenlemek aramayı kolaylaştırır, zaman içinde hatırlamayı da kolaylaştırır. Unutmamak, anlamayı ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Sokrates gibi tekrar etmek hafızayı güçlendirir. Çünkü o bilgi ilk arayacağımız yerdedir.
    (Bölüm 1'deki, 2015 yılında Toronto Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “Cevaplar parmaklarınızın ucunda: İnternete erişim soruları cevaplama isteğini etkileraraştırma örneği.)
  5. Her şey doğru notlandığında, çok ilgilendiğimiz şeylerle ilgili notlar daha sık, az ilgilendiğimiz şeylere ilişkin notlar daha az karşımıza çıkar, dikkatimiz dağılmaz, zaman ve motivasyon israfından kurtuluruz.
  6. Bir konuya uzun zaman sonra tekrar baktığımızda ilgili tüm notlar çalışmaya hazır olmalıdır. Bunun için organize edilmiş ve özetlenmiş olmalıdır.
  7. Uzun bir süre sonra bir konu ile ilgilendiğimizde, notlarımız iyi özetlenmişse, en son kaldığımız yerden vakit kaybetmeden devam ederiz.
  8. Bir şeyin ne olduğunu doğru tanımlayabilirsek, onu doğru yerleştirebiliriz ve aradığımızda nereye koyduğumuzu biliriz.
  9. İhtiyacımız olanı nerede bulacağımızı bilirsek, yapmak istediğimiz şeyi daha kolay hazırlarız.

Dilerseniz Niklas Luhmann ya da Yalın Alpay gibi kağıt ve kalem ile not alın, dilerseniz Evernote, Notion ya da Roam Research kullanın, kullandığınız araç değil, insani kısım, yani davranış ve alışkanlıklar ilerlemeyi sağlayacaktır.

Yazının üçüncü bölümünde, kişilerin bu süreçte ne yapabileceğine dair bildiklerimi paylaşacağım.

Sonraki Bölüm: 🦾 Bölüm 3: Kişisel Dijital Dönüşüm Üzerine Araçlar

--

--